John Singer Sargent, Avrupa ‘da yaşamış ve Güncel mevzular arayışı için dünyayı gezmiş yarıyılının oldukça ünlü bir Amerikalı ressamıdır. İngiltere Kralı VII. Edward yarıyılının zengin ve asillerinin lüks yaşamını anlatan portreleri ile tanınan bir ressamdır. Portre çalışmaları, Paris ‘te isminin dinlenmesini sağlamıştır. Sargent, boya fırçasına bütün anlamıyla dominanttı ve onu kalem kadar Gerçek ve süratli kullanıyordu. Pek çok asilzadenin duygusal iç dünyasını fotoğrafa dökerken büyük ustaların ananesini sürdürerek onlardaki birebir eşliği de tutuyordu. Teknik yeteneği ile ünlüydü, öyle ki ışığı donakaltıcı bir ustalıkla kullanıyor ve kendisine esin veren sanatçıların yapıtlarının hemen benzerini yapabiliyordu.
John Singer Sargent, İtalya‘nın Floransa şehrinde 12 Ocak 1856 ‘da doğdu. İlk çocuklarını kaybetmenin verdiği efkârı dindirmek için İtalya ‘ya göçmüş Amerikalı bir ailenin çocuğuydu.
Sargent, resmi olarak çok az eğitim aldı. Konutta hekim olan babası tarafından aritmetik, okuma ve coğrafya dersleri verildi. Annesi onu genç yaşta fotoğrafa yönlendirdi ve sanata olan alakasını besledi. Sargent Floransa ‘da Hoş Sanatlar Yüksekokulu‘nde resmi sanat eğitimi gördü. 1874‘te Paris ‘e gitmiştir. Burada evvel popüler olan genç portre ressamı Charles Auguste Emile Durand‘ın Carolus-Duran yanında, sonra da Ecole des Beuax-Arts‘ta sanat eğitimini bitirdi.
Carolus-Duran ’ın ön taslakları sıçraması ve sanki taslak yapıyormuş gibi daha doğaçlama çalışması Gerçekltusundaki önerileri Sargent ’ı derinlemesine tesirleşmiştir. Anatomi ve perspektif çizimlerinden dolayı ödül kazanmış parlak bir talebe olan Sargent, bu hünerini Carolus-Duran keşfedip onu kanatları altına almıştır. 1877 ’den sonra Sargent ’in fotoğraflarının çoğu Carolus-Duran ’ın öğretilerine uyuyordu ve tarihin en büyük ustalarından bildiklerini resmine yansıtmayı muvaffak oldu.
1876 ’da Amerika seyahatinden döndükten sonra John Singer Sargent Paris ’e giderek fotoğraflarını derlemeye başladı. Hem portre fotoğraflarını hem de bir mevzuyu işleyen öbür fotoğraflarını sonraki beş sene zarfında salonlara galibiyetle teslim etti. Aralarında Carolus-Duran ’ınkinin de bulunduğu portre fotoğrafları son derece iyi bir izlenim uyandırdı. Yolculuk isteğini tatmin eden Sargent, İspanya, Hollanda ve en çok beğendiği Venedik ’i dolaşıp gezerek kariyerini parlatıyordu. Edward Darley Boit’in Kızları adlı tablosunda ressamın İspanya seyahatinin ve özellikle de Velázquez’in tesiri görülmekteydi.
Sargent bu uzun yolculuklarından, gördüğü ve bildiği her şeyden efor alarak döndü. Velazquez ’in karanlık paletinden, Manet ’nin gizeme dışı pozlarından ve mekan kullanımından esin alan Sargent en münazaralı eseri olan Madame X ’i üretti. Bu fotoğraf kolsuz, göğüs dekolteli, uzun siyah gece giysisi giymiş kadının yandan portresidir. 1884 ’te Salon ’a teslim ettiğinde hemen büyük bir sansasyonel yarattı. Ananeden uzaklaşması ve zarif figürünün sarih saçık giysisiyle Madame X ’in yarattığı skandal, galibiyetsizlik olarak görüldü ve senelerce Sargent ’in peşini vazgeçmedi. Sargent’ın bu çalışmasını Londra’daki Krallık Sanat Yüksekokulu’ne yolladığında da eş tepkilerle karşılaştı. Bu tavra karşı olarak 1885’te Sargent, Thomas Cooper Gotch, Stanhope Forbes, Frank Bramley ve öbür ressamlarla beraber New English Arkası Club’ı kurdu.
Sargent bu skandalından kurtulmak için Giverny ’de Monet ’yi ziyaret edip onunla fotoğraf yaptı ve 1886 ’da portre çalışmalarını güvence altına almak için Londra ’ya gitti. Ne yazık ki avangart şöhreti onun önünden gidiyordu ve İngilizler poz verip müzakere yaratmaya yaklaşmıyorlardı. Kendine destek bulmak emeliyle 1887 ’de ve 1890 ’da Amerika ’ya yolculuk etti ve kendisine iş verecek gönüllü ve zengin portre modelleri bulmayı muvaffak oldu. Modellerinde yer alan duygu ve hareketi yansıtan incelmiş tekniği, yükselen bir alaka odağı olmasını ve bu sayede şöhret kazanmasını sağladı. Modellerinin en ufak beşeri özelliklerini teşhis etmedeki galibiyeti sayesinde Sargent artık göz arkasını edilemeyen bir sanatçı haline gelmişti.
1887 ’de Sargent, İngiltere ’ye döndükten sonra artık meşhur olan Karanfil, Zambak, Zambak, Gül isimli tablosunu Londra Karliyet Yüksekokulu ’nde ilk kere sergileyene kadar, İngilizler ondan pek bahsetmiyorlardı. Alacakaranlıkta fenerlerinin ışığını yakan iki kızın yer aldığı bu fotoğraf, Sargent ’in teknik zihnini, duyarlılığını ve izlenimci üsluba kontrolünü sarihe vuran soluk kesici bir yapıttı. Yapıtına dingin hoşluk veren ışığın yumuşak havasını dosGerçek resimlemek için aylarca alacakaranlıkta birkaç dakika fotoğraf yapmıştı. İngilizler bu resmi gördükten sonra Sargent artık onların gözde ressamıydı ve bundan sonra hiç işsiz kalmadı, daima portre yaptı.
Sargent, uzun seneler süresince yağlıboya fotoğraf yaptıktan sonra 1903 ’te suluboyaya döndü ve dünyanın dört bir yanına uzanan binlerce seyahat resmi yaptı. Venedik ’in canlı suluboya tabloları ve en ünlü tablolarının kimileri fantastik hünerini ve renklere olan kontrolünü göstermektedir. Suluboya fotoğraflardaki ustalığı ile şöhreti ve haysiyeti günden güne çoğalmaktaydı. Bu şöhret ve haysiyet 1905 ’te Londra ’daki Carfax Galerisi ’nde tek şahsiyet sergi açmasını sağladı.
1907 ’de Sargent artık kendini iç mekan hudutlarından azat ederek, iş yaşamının devamını dolaşarak, Boston ’da duvar resmi yaparak ve geniş dış mekanlarda manzara, yolculuk ve dostluk gibi mevzuları işlediği fotoğraflar yaparak geçirdi. Ünlü sanatçı 1925’te Amerika’dan Londra’ya geri döndüğünde kalp krizi geçirerek can verdi. Kabri Woking, Surrey’de Brookland Kabirliği’nda bulunmaktadır. Gururuna çok rakamda büyük sergi açılmıştır.
John Singer Sargent hiç evlenmedi. Gençliğinden beri yakın dostları olmuştur. Sargent özel yaşamıyla alakalı detay paylaşmamasıyla öğrenilmektedir. Bazı sanat tarihçileri egzotik yakın kadın dostlarının olduğunu söylerler. Öbür sanat tarihçileri Sargent’ın eşcinsel olduğunu iddia etmişlerdir. Ancak bu iddia hiçbir zaman ispatlanmamıştır.