Çocukluğu ve Gençliği Charles Robert Darwin İngiltere ’nin Shropshire kentinde 12 Şubat 1809 ’da doğdu. İsmini birkaç yıl önce ölmüş olan amcası (Charles) ve babasından (Robert) almasına rağmen çocukluğu boyunca ailesi ona Bobby ismiyle seslendi. Okul hayatında çekingen ve utangaç olmasına rağmen evinde ilgi odağı olan eğlenceli ve yaramaz bir çocukluk geçirdi. Sekiz yaşında iken annesi Susannah ’ı […]
Çocukluğu ve Gençliği
Charles Robert Darwin İngiltere ’nin Shropshire kentinde 12 Şubat 1809 ’da doğdu. İsmini birkaç yıl önce ölmüş olan amcası (Charles) ve babasından (Robert) almasına rağmen çocukluğu boyunca ailesi ona Bobby ismiyle seslendi. Okul hayatında çekingen ve utangaç olmasına rağmen evinde ilgi odağı olan eğlenceli ve yaramaz bir çocukluk geçirdi. Sekiz yaşında iken annesi Susannah ’ı kaybetti.
Daha çocukluk yıllarında kimyaya ilgi duyan Darwin abisiyle birlikte evlerinin garajında kimya laboratuvarı kurdular. Bilimsel çalışmaların temel prensiplerini burada öğrenmeye başladı. Abisi daha sonra Cambridge Üniversite ’sinde tıp okumak için evden ayrıldı.
Mezun olduğu yılın yazını doktor olan babasının yanında asistan olarak çalışarak geçirdi. Kendisi istememesine rağmen daha sonra babası tarafından Edinburgh Üniversitesi ’ne tıp okuması için gönderildi. Ama eğitiminden pek memnun değildi çünkü hem kan görme korkusu vardı hem de tıp eğitimini sıkıcı bulmuştu. Okulda ilgi duyduğu tek alan ise profesör Thomas Hope ’un verdiği kimya dersleriydi.
Darwin ’in yabanî hayata, hayvanlara ve doğaya karşı ilgisinin başlaması arkadaşı John sayesinde oldu. Güney Amerikalı olan arkadaşıyla tropikal yağmur ormanları, hayvanlar ve doğa hakkında yaptıkları sohbetler bu hayata karşı Darwin ’in ilgisini arttırmıştır.
Darwin tıp eğitiminin ilk yazını Gilbert White ’ın “The Natural History of Selborne” (Selborne ’un Doğa Tarihi) okuyarak geçirdi. Doğa hayatına ilgisi bir kat daha arttı. Ayrıca kuşlar ve yaşam alanları hakkında detaylı gözlemlerini yazdığı notlar tutmaya başladı.
Abisi anatomi eğitimi için Londra ’ya gittiği için üniversitenin ikinci yılında yalnızdı. Darwin zamanının çoğunu üniversite müzesinde bitkiler ve hayvanlar üzerine çalışarak geçirdi. Ayrıca jeoloji dersleri almaya başlamış ama garip bir şekilde bu konuyu sıkıcı bulduğu için bir daha jeoloji dersleri almamaya yemin etmiştir.
O yıl İskoç bir zoolog olan Robert Grant ile yakın arkadaş oldular. Grant ile yaptıkları sohbetler sayesinde Darwin denizlerdeki canlılık hakkında bilgiler ediniyordu. Ayrıca, bir Lamarck hayranı olan Grant, Darwin ’in kafasını Lamarck ’ın evrimsel fikirleri ile doldurmaya başladı.
Darwin ilk bilimsel konuşmasını Plinian Topluluğu ’nun bir toplantısında yaptı. Konuşmasının konuları; kendi keşifleri olan yosun hayvanı larvalarının yüzebilmesi ve sülük yumurtalarının eski istiridye kabuklarının içindeki siyah lekelerde kayabilmesi üzerinedir. Konular çok ilgi çekici olmasa da bu konuşma Darwin ’in bilimsel hayatı için bir ilkti.
Darwin o yıl zaten çok sevmediği tıp okulunu tamamen bıraktı. Sonra Londra ’ya gitti ve oradan da amcasıyla birlikte Paris turuna çıktı. Okulu bırakması bir doktor olan babasının hoşuna gitmemiş ve avare gezmesindense onu teoloji okuluna gönderdi.
Darwin her ne kadar burada okumaya başlasa da derslerini yine pek ciddiye almadı. Boş zamanlarının çoğunu böcek toplayarak, Shakespeare okuyarak ve arkadaşlarıyla akşam partileri vererek geçirdi.
Kuzeni, William Darwin Fox, onu Cambridge ’de botanik profesörü olan John Stevens Henslow ile tanıştırdı. Darwin profesörün derslerine katılmaya başladı ve kısa zamanda doğa tarihinin bağımlısı oldu.
Bu arada kendini matematik konusunda çok zayıf hissettiği için birkaç haftalığına özel ders almaya başladı. Aynı zamanda böcek toplama ve balık tutmayla da ilgilenmeye devam etti. Yazı Cambridge ’den arkadaşlarıyla okuma turunda geçirdi. Bu sırada ruhbanlık okumayla ilgili şüphelerinden arkadaşına bahsetti.
Okul zamanını teolojik çalışmalar yaparak geçirse de aradaki zamanlarını Londra ’daki zooloji bahçelerini gezerek, böcek toplamaya devam ederek geçiriyordu.
Londra ’da ünlü entomolog Frederick Hope ile tanıştı ve böcekler hakkında tartışarak günler geçirdiler. Hatta Hope, ona, koleksiyonu için 100 ’den fazla Güncel böcek türü verdi.
3 yılın ardından final sınavlarına girdi ve iyi skorlarla sınavları geçti. Hatta 178 öğrenci arasından 10. olarak teoloji okulunu bitirdi. Okul sonrası kırsal bir bölgeye yerleşip bir yandan bir kilisede rahiplik yaparken, boş zamanlarında da bitki ve böcek koleksiyonunu genişletmeyi düşünmeye başladı.
Bu sıralarda okuduğu iki kitap, onun hayatında büyük etkisi oldu. Bu kitaplardan biri Paley ’in tabî teoloji hakkındaki kitabıdır. Diğeri ise Alexander von Humboldt ’un Güney Amerika maceralarını anlattığı kitabıdır. Önceleri rahiplik yapmayı düşünen Darwin şimdi ise tropik yağmur ormanlarını gezme hayalleri kurmaya başladı. Profesör Henslow da, eğer meraklı ise, yağmur ormanlarına gezi düzenlemesi konusunda Darwin ’i cesaretlendirdi.
Henslow ’un tavsiyesine uyan Darwin, Kanarya Adaları ’nı keşfetmek için bir okyanus gezisi planladı. Ayrıca kendisi ile birlikte gitmesi için Henslow ’u ikna etmeye çalıştı. Güncel doğan bir çocuğu olduğu için Henslow bu geziye katılamadı ama gezisi boyunca Darwin ’in ihtiyacı olacağını düşündüğü için onu jeoloji alanında çalışan Adam Sedgwick ile tanıştırdı.
Darwin mezuniyet işlemlerini tamamlamak ve gezisi üzerine çalışmak için Cambridge ’e geri döndü. Adam onu derslerine katılmaya davet etti. Adam ’ın derslerine katılan Darwin önceden hoşuna gitmeyen jeolojiyi burada sevmeye başladı.
Tropikleri tek başına keşfetmek istemeyen Darwin, arkadaşı Marmaduke Ramsey ’i birlikte Kanarya Adaları ’na gitmeye razı etti.
Darwin yaz tatilini geçirmek için evine döndü. Bu sırada hızlıca jeoloji pratik dersi almak için profesör Sedgwick ile birlikte bir haftalık geziye çıktı. Bu gezide öğrendikleri çok hoşuna gittiği için etrafı jeolojik açıdan incelemek için çıktığı bir yolculukta Barmouth ’daki arkadaşlarını görmeye gitti.
Bu arada çok talihsiz bir olay yaşandı ve arkadaşı Ramsey öldü. Bu durumda Darwin ’in hayalini kurduğu gezi suya düşmüş ve aylarca yapılan hazırlık boşa gitmiş oldu.
Beagle Yolculuğu
HMS Beagle 1820 ’de suya indirilen İngiliz Kraliyet Donanmasına ait bir araştırma gemisidir. 3 tane araştırma yolculuğuna çıkmıştır. Geminin kaptanı Robert FitzRoy, geminin 2. yolculuğunun doğa tarihi araştırmaları adına canlı örnekleri toplamak için bir fırsat olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden yolculuk boyunca kendilerine katılacak iyi eğitimli ve bilimsel çalışmalar yapacak bir doğa bilimcisi aramaktaydı.
Kaptan FitzRoy ’un doğa bilimci bulma isteği profesör Henslow ’a ulaştı. Henslow genç ve gelecek vadeden bir doğa aşığı olan Charles Darwin ’i tavsiye etti.
Barmouth ’daki yolculuğundan Güncel dönen Darwin, evde Henslow ’dan gelmiş olan mektupla karşılaştı. Mektupta HMS Beagle adlı geminin Güney Amerika sahillerini dolaşacağı 2 yıllık (Başta 2 yıl olarak planlansa da gezi toplam 5 yıl sürmüştür.) bir gezi olduğu ve kendisinin gemiye doğa bilimci olarak davet edildiği yazıyordu.
Arkadaşının trajik ölümünden sonra böyle bir bilim serüvene atılmak için umutları sönen Darwin için bu yolculuk bulunmaz bir fırsattı. Davetiyeyi büyük bir mutlulukla kabul etti. Yalnız üniversiteden Güncel mezun olmuş bir öğrenci olan Darwin ’in bu yolculuğun masraflarını karşılayabilmesi imkânsızdı. Bu yüzden geziye çıkabilmek için babasının yardımına ihtiyacı vardı. Bu yüzden babasından izin alması gerekiyordu. Ancak, bu yolculuğun da, okul yıllarında olduğu gibi Darwin ’in boş hayallerinden biri olduğunu düşünen babası başta karşı çıksa da sonunda yolculuk masraflarını karşılamayı kabul ederek Darwin ’e izin vermiş oldu.
Böylece Darwin, kendisini, evrim fikrinin babası yapan ve uzun zamandır hayalini kurduğu bu önemli yolculuğa çıkmış oldu.