Anasayfa » Genel » Bekir Sıtkı Sezgin

Bekir Sıtkı Sezgin

Bekir Sıtkı Sezgin Biyografisi

Klâsik Türk musikîsi üslûbunun en önemli temsilcilerinden biridir.

Bekir Sıtkı Sezgin, 1 Temmuz 1936 tarihinde istanbul ’da Şehremini semtinde doğmuştur. Babası Kemah ’ın Hüdü köyünden Hafız Hüseyin Efendi, annesi Feride Hanımdır.

Üç buçuk yaşında “Hıfz”a başlayaz”ı beş yaşında tamamladı. Ortaokulun son sınıflarına kadar özel musiki eğitimi aldı ve dini musikimizin her formuna ait eserler meşk etti, az çok bilgi sahibi oldu. Bu dersler babası tarafından yeterli bulunmadı ve mevlidhan Hafız Mecid Sesigür, Laleli Camii Başmüezzini Hafiz Numan, Nuruosmaniye Camii İmamı Hafiz Hasan Efendi ’den na ’t, mevlid, Ezan, talim, mahrec-i huruf dersleri aldırttı ve ardından “Bu zamana kadar musikiyi sana pratik olarak öğrettik. Şimdi ilmi yönden öğrenim görmenin zamanı gelmiştir. “Hadi bakalım ! Konservatuar imtihanına gir, muhakkak en iyi derece ile kazanacaksın” diyen babasının sözleri onun sınava girmesini ve başarılı olarak kazanmasını sağlamıştır.

Toplum içinde ilk musiki icrası denemesini 10 yaşında iken cami kürsüsüne çıkarak mevlidin “Tevhid Bahri”ni okuyarak yapan B. Sıtkı Sezgin, aile ve dost meclislerinde bildiği eserleri okuyarak takdir edilirdi.

1942 yılında ilköğretime başlayan Bekir Sıtkı Sezgin ilk ve ortaokulu babalunduğu Isparta ve Muğla ’da okumuştur. 1950 ’de ortaokulu bitirdikten sonra öğrenimine iki yıl ara verdi ve bu süre içerisinde hıfzını tamamladı. 1952 ’de istanbul ’da Pertevniyal Lisesi ’ne ve bir yıl sonra babasının teşviki ile başarılı bir sınavdan sonra İstanbul Belediyesi Konservatuarı ’na girdi ve buradan mezun oldu. İlkokul öğrenimi süresince babasından Kur ’an tilâveti ve Kur ’an ilimleri dersleriyle mevlid, ilâhi, durak, şügūl, tevşîh, na‘t, kaside, ezan gibi dinî mûsiki form bilgilerini almaya devam etmiştir.

Lâleli Camii başmüezzinlerinden Hâfız Numan Efendi ’den ezanın her beş vakti için farklı makamlardan okunuşunu öğrenmiştir. Bu arada 1946-1948 yıllarında İzmir ’de zaman zaman ziyaret ettiği Hoca Mehmet Râkım Elkutlu ’dan bazı eserlerini meşketme imkânı bulmuştur.

Konservatuar süresince öğrendiği eserlerin çoğunu din dışı eserler oluşturuyordu. 1959 yılından sonra İzmir ’de Zakirbaşı İlhami, Manisalı Hafız Ahmed, Mübaşir Kemal, Hafız İsmail Efendi ’den bilmediği klasik eserleri, tevşih, durak, tavır ve üslup öğrenen büyük üstad, bütün bu titiz derslerin ve uğraşların sonucunda usta bir ses icracısı olarak kendisine üstün bir zemin hazırladı.

İstanbul Belediye Konservatuvarı ’ndaki eğitimi sırasında Mesut Cemil Tel, Şefik Gürmeriç, Şive Ölmez, Ferdi Ştatzer, Münir Nurettin Selçuk ve Nevzat Atlığ ’dan yararlanmış, Sadettin Kaynak ’la tanışmıştır. Resmî görevleri dışında bazı özel konserler vermiş, ancak gazinolarda hiç okumamıştır.

1956 yılında askerlik görevini Denizli ’de tamamladıktan sonra Ekim 1958 yılında İzmir ’e yerleşti. 1959 yılında, TRT İzmir Radyosu ’nun sınavını kazandı ve “yetişmiş sanatkâr” olarak bu radyoda göreve başladı. Yine aynı yıl içerisinde solist ve diğer bir sınavla da “Birinci sınıf ses sanatkârı” ünvanını aldı.

1967 tarihinden sonra bu kuruluşta stajyer sanatkârlara dersler verdi. 1973 ’de ise İzmir Radyosu ’nda ‘Klâsik koro şefliğine ’ getirildi. 1975-1976 ders yılında İstanbul ’da öğrenime açılan Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı ’nın şan bölümünde repertuvar hocalığına tayin edildi. Bu münasebetle İzmir ’den ayrılıp İstanbul ’a yerleşti.

1978 ’de İstanbul Radyosu ’ndaki vazifesine Küçük Koro ve Kadınlar Topluluğu şefliğiyle Repertuvar Kurulu üyeliği, ayrıca Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Merkez Denetleme Kurulu üyeliği ilâve edildi. 1981 yılı sonunda Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ’ndan emekli oldu.

1971 – 1983 yılları arasında değişik ülkelerde dini ve ladini mûsıkimizle ilgili birçok konserler verdi.

Bir ara Adapazarı Belediye Konservatuvarı ’nda öğretim üyeliği de yapan Sezgin ’in Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı ’ndaki son görevleri Ses Eğitimi ve Temel Bilimler bölümlerindeki repertuvar ve üslûp, Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans programında dinî mûsiki eğitimi dersleri hocalığıdır.

Özel bir anlaşma ile 1985 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Mûsıkisi Devlet Konservatuarı ’nda öğretim üyeliğine başladı. Görevi vefatına kadar devam etti.

Bekir Sıtkı Sezgin, 1964 yılında İzmir ’de evlendi. Hüseyin Kudsi (d. 1965), H. Siyami (d.1967), F. Hümeyra (d.1969) adlarında 3 çocuğu oldu.

Bekir Sıtkı Sezgin, 10 Eylül 1996 tarihinde İstanbul ’da 60 yaşında kalp krizinden ölmüştür.

Bekir Sıtkı Sezgin kendine has bir üslûp geliştirmiş ve bu üslûpla ortaya koyduğu dinî ve din dışı mûsiki icraları döneminde çok beğenilmiştir. Klasik ve klasik sonrası dönemleri eserlerinin yanı sıra özellikle dinî formlardaki başarılı icraları onu zamanın mûsikişinasları arasında farklı bir konuma getirmiştir.

Bekir Sıtkı Sezgin çok az plak doldurmuştur. Ancak özel toplantılarda ve konserlerinde kaydedilmiş pek çok ses bandı bugün mûsiki çevrelerindeki özel arşivlerde yer almaktadır.

Hüzzam makamını çok seven Sezgin ’in 1962 ’de bestelediği, sözleri Yavuz Sultan Selim ’e ait, “Sanma şâhım herkesi sen sâdıkāne yâr olur” mısraıyla başlayan ağır aksak usulündeki şehnaz şarkısı ilk bestesidir. Bu tarihten itibaren vefatına kadar Mevlevî âyini, tevşîh, durak, salâ, şügūl, ilâhi, na‘t, münâcât, peşrev, saz semâisi, kâr-ı nâtık, kârçe, beste, ağır semâi, yürük semâi, şarkı, çocuk şarkısı formlarında 100 ’e yakın eser bestelemiştir.

Eserleri :
Acem-Bir yüzü meh eyledi bak şemine pervane beni
Acemaşiran-Babeğin Dansı
Bayati-Ey risalet tahtının hurşid u mahı enveri
Bayati-Sol demdeki can çeşmine sultan göründü
Bestenigar-Solgun yine ayrıldığın akşam gibi rengin
Buselikaşiran-Öyle bir alemdeyim ki gam nedir kasvet nedir
Çargah ilahi-Ey bunca nimetler veren
Evcara-Biz ol aşıklarız kim dağımız merhem kabul etmez
Evcara-Dil mi var kim anda yoktur dağı suzanın senin
Evcara-Ey dilber cemalin şemine pervaneler lazım
Evcara-Ey şuh aceb ki derdi nihanı bilir misin
Evcara-Yak sinemi ateşlere efganıma bakma
Ferahnak İlahi-Aşıkı yezdan
Gerdaniye-Arif olur derviş olan
Hicaz-Ben bilmez idim gizli ayan
Hicaz-Ben bu yolu bilmez idim
Hicaz-Ben seni ellere verdim vereli
Hicaz-Bütün sözler yarım kalmış
Hicaz İlahi-Ey gönül her ne dilersen
Hicaz İlahi-Hakdan inen şerbeti içtik
Hicaz İlahi-Hüda Rabbi nebim hakka
Hicaz İlahi-İsmi Sübhan virdin mi var
Hicaz İlahi-Mevlam sana ersem diye
Hİcaz İlahi-Susuzluktan kavrulmadan
Hicaz-Yok dilde tahammül elemi firkate artık
Hicazkar-Arıyor kaç senedir yari dilarayı gönül
Hicazkar-Sönen demleri yad ettiren ahın
Hisarbuselik-Ah eylediğim servi hiramının içindir
Hüseyni-Aşka düştüm canu dil müfti civanın oldu hep
Hüseyni-Bağı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz
Hüseyni-Sular çağlar öter kuşlar şakır gülşende bülbüller
Hüseyniaşiran-Bana bir atfı nazar eyle ki ihsan göreyim
Hüzzam-Dilerim buse olup kalmayı her an dudağında
Hüzzam-Diyemem sen yok iken ağlıyorum
Hüzzam-Herkes sana gönlüm gibi bir bende midir
Hüzzam İlahi_Hak eğer yardım murad eylerse
Hüzzam İlahi-Yönelelim Allah’a
Hüzzam-Sonbaharın bizi daldırdığı rüya geçici
Kürdilihicazkar-Misaldir dilde dünyanın bu hali
Mahur-Hüsn ile cananlar içre canı canandır
Muhayyersünbüle Mevlev Ayini
Muhayyersünbüle Peşrev
Müstear-Ya rab beni sen hali perişana düşürme
Neva İlahi-Gelmiştir o lutfeylediğin
Nevaaşiran-Beni kul etti de bir gözleri
Neveser-Bir şarkı yazdım yad edin dostlar beni
Neveser Saz Semaisi
Nihavend Çocuk Şarkısı
Nihavend Okul Şarkısı
Rast-Gitti başımdan hümanın sayesi
Rast-Gönlüm yine bir atesi hicranla yanarken

İçeriği Oyla

Yorum yapın