Üretimciliğini Naci Demir, Halil İbrahim Önkal ve Ersin Endakçi ’nin üstlendiği uzun metraj sinema filmi “The Stranger”ın çekimleri 2021 ’de NRD Film tarafından Van ’da hakikatleştirildi. Elazığ 14. Çaydaçıra Film Şenlik ’inde finale kalan, Bulgaristan Golden Femi Film Şenliği ’nde gösterim alan “The Stranger” bu defa da İsveç’in saygın film şenliklerinden Boden International Film Şenliği’nde büyük bir galibiyet elde etti.
Başrolde kabiliyetli oyuncu Mira Sude Güneş’in performansı ise göz doldurdu. Filmde performansıyla Güneş, şenlikte “En Güncel Kadın Oyuncu Ödülü”ne layık görüldü. Bu ödül, Türk sinemasının beynelmilel platformlardaki zaferini bir defa daha ispatladı.
Ana oyuncu kadrosunda Erhan Nar, Zülfiye Karaoğlan ve Mahir Endakçi gibi adların yer aldığı “The Stranger“, değişik kültürler arasında kesişen yaşamların hikayesini anlatması ve derin kişilik analizlerini dikkat topluyor. Film, kısıtlı bütçeyle ve az rakamdaki takımla çekilmesine karşın sinema tutkunlarının alkışını kazanarak şenliklerde isminden söz ettirmeyi muvaffak oldu.
Mira Sude Güneş
“Bozkır Arslanı Celaleddin” ve şimdilerde Natürel platformunda yayınlanan “Başkalaşım” dizilerinden tanıdığımız Mira Sude Güneş duygularını şöyle ifade etti “Bir bağımsız sinema filminde oynayıp, beynelmilel bir şenlikte ödül alma hayali kurduğum günlerde bu projenin bana sunulması, benim için çok büyük bir rastla olmuştu. Projenin bana geldiği andan çekimlerin bitimine kadar yaşadığım duygu ve deneyimlerim ‘The Stranger ’i benim için çok özel kılıyor. Filmimiz yaşamlarımızda kullandığımız maskelerimize vurgu yaparken, bireyin kendine ve etrafına nasıl yabancılaştığına değiniyor. Böyle prestijli bir şenlikte “En Güncel Kadın Oyuncu” ödülnamı almak benim için çok büyük bir onur. Başta rejisörüm olmak üzere tüm oyuncu dostlarıma, üretimcilerimize, menajerime ve aileme teşekkür ediyorum. Sinemanın birleştirici eforuna çok inanıyorum ve bu ödüle layık olabilmek için daha çok çalışacağıma söz veriyorum.”
“The Stranger” filminin mevzusu ne?
Metropolde bir haber ajansının tanıtım ünitesinde stüdyo resimcisi olarak çalışan Hazan, beklenmedik bir haber alır. Beyin uru sebebiyle vefat döşeğinde olan babasının yanında geçici görevlendirmeyle kırsala gider. Haber ajansının taşrada bir tanıtım üniteyi olmadığı için sahada haber kameramanı olarak çalışmaya başlayan Hazan, nefret ettiği babasının onu hiç andırmaması, babasının geri dönen anıları gibi bir hayli sorunla uğraşmak zorunda kalacaktır. Hazan’ın yaşadığı meseleler yalnızca manevi dünyası veya düşünceleri ile alakalı değildir. Birincisi, taşrada her haber büyük bir haberdir ve ikincisi, bir haber üzerinde çalışırken duygularını bir kenara vazgeçmek zorundadır. İster kaybolup ölü bulunan bir bebek, ister erkek dostu tarafından öldürülen bir genç kız olsun, gazetecilik refleksleri, onun bu hadiseleri üzülmeden, etkilenmeden aktarmasını gerektirir. Daha da makûssu, taşranın kendine özgü insan ilişkileri onu da tesirler… Güncel işi ve çalışma dostları başta yadırganan Hazan, zamanla değişir ve giderek nefret ettiği haber spikerlerinden birine dönüşür.