Paul Jackson Pollock, 28 Ocak 1912’de Stella May MacLure ve Le Roy Pollock’un beşinci çocukları olarak Wyoming’de dünyaya geldi.
Arizona, Chico ve Kaliforniya’da gelişen Pollock, 1921’de ailesinden ayrılarak Los Angeles’a gitti. El Sanatları Yüksek Mektebi’nda ilüstratör ve ressam olan Frederick John de St. Vrain Schwankovsky’nin atölyesine girdi.
1929’da ressam Thomas Hart Benton ile tanıştı. Aynı zamanda Digo Rivera gibi Meksikalı ressamlardan ve 20. asrın terbiyeyi ve sanatsal hareketi olan Sürrealizm’in bazı istikametlerinden de etkilendi. 1930’da Thomas Hart Benton ile Sanat Talebeleri Birliği’nde çalışmaya başladı.
Soyut Dışavurumculuk, II. Dünya Savaşı’ndan sonraki senelerde, özellikle New York’ta sanata radikal bir biçimde istikamet veren bir akım olmuştur.
1939’da Pollock, Pablo Picasso’nun Çağdaş Sanat Müzesi’ndeki sergisini keşfetti Picasso’nun sanatsal sınamaları, Pollock’un kendi işinin hudutlarını zorlamasına teşvik etti.
1945’te Krasner ile evlenen Pollock, Long Island’da bir çiftlik konutu satın aldı ve bir vakit sonra çitliğin ahırını özel bir stüdyoya dönüştürdü. Bu stüdyo içinde kendi tekniğini geliştirdi. Pollock’un üslubu fotoğraf yüzeyine dökülen, damlatılan veya sürülen boya ile hareketi vurgulamaktı. Pollock damlatma tekniği ile yaptığı fotoğraflarında simgeler kullanmaktan kaçındı. Boya fırçasını kullanmak yerine bıçak, mülke veya sopa kullanmayı seçim etti. Ölçek, yüzey, pigment ve çizim arasında Güncel bir söz dizimi yarattı. Pollock fotoğraf yapma tekniğiyle ve seçtiği mevzularla Amerikan fotoğraf sanatına Güncellik getirdi. Pollock resmi tuvalden ayırarak, resmi yerde yaparak ve yaptığı resmin üzerinde gezerek sanatının bir parçası olmayı seçmiştir. Pollock’un resmi çağdaş zamanların ve insanların en ilkel tutkularının esrarengiz bir bileşimidir. İşte bu sebeplerden dolayı Pollock Avrupalı ressamların bir taklidi olmamıştır.
Pollock en ünlü tablolarını 1947-1950 seneleri arasında yaptı. 1949’da Life mecmuasında dört sayfalık bir yayının yer almasının ardından çok popüler oldu ancak şöhret ona yaramadı. Öteki sanatçılar tarafına çekemendi bu da Pollock’un kendi kendini denetlemesine ve de depresyon geçirmesine neden oldu. Damlama tekniğini kullanmayı vazgeçerek siyah beyaz renklerden oluşan yapıtlar yapmaya başladı. Sanatçının depresyon içinde olması fazla içki harcamasına neden olarak eşi ile araların açılmasına yol açarak evliliğini meseleli hale getirdi. 1956’ya kadar fotoğraf yapmayı vazgeçti.
Ağustos 1956’da hayatını kaybeden Pollock’un eşi azimli ve de umut vaad eden gençler için Pollock-Krasner Vakfı’nı kurdu.
En ehemmiyetli yapıtları:
Derin, Yakınsama, Parıltılı Madde, Hür Şekil, O Kurt, Stenografik Biçim, Ay Bayanı, Portre ve Bir Rüya, Duvar, Gardiyanların Gizemi, Paskalya ve Totem, Okyanus Grisi, Yankı, Meseleli Kraliçe, Sarı İsmeler, 14 Numara, Büyük Kepçe’nin Yansıması, Alev, Alşimi, İblis, Başlıksız, Çay Kadehi, Adsız, Steer ile Peyzaj, Kompozisyon, Güz Ritmi