Mustafa Kemal Atatürk, tarihin yok sayılamayacakları arasında ismini altın harflerle liste başına yazdırmış bir asker ve devlet adamıdır ki ben de yazılarıma ilk olarak önderimizi anlatmakla başlamak istedim.
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde bir güneş gibi doğan, fikirleriyle Türkiye’nin dününde, bugününde ve geleceğin damarlarında akan Mustafa Kemal Atatürk’ü bilmeden Türk kültürünü, insanını, yaşam biçimini, prensiplerini ve ideallerini kavramaya çalışmak olası değildir.
O, “Asrın en büyük adamlarından bkocaman, ulusal kurtuluşun kahramanı.” Birleşmiş Uluslar , 1981
Ülkesi işgal altındayken arkadaşlarının takviyeyi ile tüm güçlüklere göğüs gererek halkına önderlik eden bir Türk lideri,
O, ” Barışın parlak bir hizmetkârı. ” Uluslar Toplumu,1938
Tüm ulusların barış içinde hürmete dayalı bir arada yaşamasının lüzumluluğu mevzusunda öteki uluslara çok ehemmiyetli iletiler yollayan bir barış aşığı,
O, “Mucizevi bir reformcu.” UNESCO, 1981
İslam ülkelerinde benzeri olmayan laik bir devlet kavrayışı, çağdaş bakış açısı, Güncel bir ülke ve büyük Güncel vizyonlara sahip bir ulus yaratan ileri görüşlü devlet adamı. Böylesine üstün hünerlere sahip bir önderin özellikleri, yaptıkları, prensipleri sizce bu kadar mı ?
Bence hayır..
18. yy da Avrupa’nın “Hasta Adam” olarak nitelediği, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden taptaze bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuran Mustafa Kemal, çağının diktatörlerinden iki ehemmiyetli noktada dağılmaktaydı. Her şeyden evvel bir ülkeyi her güzergahıyla kökten değiştirmek ve çok kısa müddette bu metamorfozlara tüm ulusu ortak etmek açısından büyük bir reformcudur. İkincisi ise, yalnızca kendi ülkesinde değil, tüm dünyada barışa olan güçlü inancı, onu Türk Ulusu nezdinde dünyanın en başarılı lideri yapmakta ve tüm dünyaya derin bir esin vermektedir.
Atatürk’nam dış siyaseti genişlemeye müteveccih değil, hudutların geri çekilmesine sabrediyordu; ve iç siyaseti, daha önceki ve genişleyen Osmanlı İmparatorluğu’nu Güncel bir kompakt Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüştürerek ülkesini yine canlandıracak bir politik sistem inşa etmekti. O, 1915’te Çanakkale’de askeri bir kahraman olarak ortaya çıktı, 1919’da Türk ulusal kurtuluş çabasının karizmatik lideri oldu. Her şeye karşın bir dizi etkileyici başarının ardından ülkesini işgal edenleri ezen muzaffer bir komutan olarak halkına önderlik etti. Kurtuluş çabasını başlatarak, altı asırdan fazla bir vakittir İmparatorluğu idareyen Osmanlı hanedanına da son verdi ve 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak ulusun istemini Gerçekten temsil eden Güncel bir hükümet kurdu. 1938’de vefatına kadar 15 sene boyunca Cumhurbaşkanı olarak politik, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda neredeyse başka hiçbir ülkeye benzemeyen, geniş bir yelpazede süratli ve kapsamlı reformlar başlattı.
Türkiye’nin her yerinde bu güçlü liderin heykellerini, büstlerini ve ülkenin dört bir yanına asılmış milyonlarca resmini göreceksiniz. Rakamsız müessese, bina, cadde, park ve benzeri yerlere ismi verilmiştir. Onun başarılarından habersiz yabancılar, Türklerin 83 yıldır bir adama böylesine hayranlıkla saplantılı olduğunu düşünebilir, ancak yeryüzünde başka hiçbir ulus bir lideri Türk ulusunun Mustafa Kemal Atatürk’ü beğendiği kadar beğenmemiştir.
Bu misal liderden bizlere kalan en büyük servetlerden bkocaman bellim ki vatan sevgisidir. Onun Türkiye Büyük Ulus Meclisi ’nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinde mecliste bulunan milletvekillerine müteveccih olarak Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma gönlüme kazılıdır:
“Duydum ki bazı dostlar fukaralığımızı bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi güçle Ulusal Meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Herkes gitse bile, asker Mustafa Kemal olarak mavzerimi elime alır, fişeklerimi göğsüne dizer, bir elime de bayrağımı alır, bu biçimde Elmadağı ’na çıkar, orada mermim bitene kadar vatanımızı müdafaa ederim. Mermilerim bitince bu aciz bedenimi bayrağıma sarar, düşman mermileriyle yaralanır, pak kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim.” Falih Rıfkı Atay, Atatürk’nam Anıları
Yaşamda bir şeyler başarmayı amaçlayan herkese ise servet kalan tek şey; balaka ve anlamımızı kullanmaktır. Balakayı ve manayı kullanmak onu yüce bir lider yaptı, ancak vatanseverlik ve isteği onu dünyada eşsiz ve yeri doldurulamaz hale getirdi. Böylesine vatanperver, ileri görüşlü, Dünya’ya saf duygular ve arkadaşlık dolu sarih bir kalple bakan, çağdaş zamanların gizeme dışı lideri Atatürk’nam mirasına sahip çıkmak her Türk’nam ona olan borcudur. Bu surattan Atatürk ’nam kıymetini bilmek, onu prensipleriyle yaşatmak da bizlere düşmektedir.
Bibliyografi:
Dr. TURHAN FEYZÝOÐLU: Profesör, Atatürk Araþtýrma Merkezi Abonesi
Falih Rıfkı Atay, Atatürk’nam Anısı
Yazar: Gülcan Güneş
