Kaygusuz Abdal, Türk edebiyat tarihinde tasavvufa ve Alevi-Bektaşilik ananesine gönül vermiş mutasavvıf bir millet ozanıdır. Hakikat ismi Gaybî olan Kaygusuz Abdal, Hacı Bektaş-i Velinin yolundan giden Abdal Musa’nın müridi olarak kırk sene tasavvufa hizmet etmiştir. O senelerde hak yoluna hizmet etmiş ve kerametleriyle hastaları iyileştirmiş, savaşlar kazandırmış ve tasayı olanlara derman olmuştur. Alaiye Beyi’nin oğlu olmasına karşın, dergâhta tüm fani hoşluklardan bıraktığı ve sadakatli olduğu için, ona piri Abdal Musa, Kaygusuz oldun artık diyerek, Kaygusuz mahlasını layık görmüştür.
Kaygusuz Abdal, Abdal Musa’ya kırk sene hizmet verdikten sonra yanına kırk abdal alarak Alevilik-Bektaşilik ananesini yaymak emeliyle dergâhtan ufalamıştır. Bu emelle Mısır‘a gitmiş ve kerametleriyle Mısır sultanın gözünü doldurmuştur. Sultan ona ve abdallarına dergâh inşa ettirmiştir. Bu dergâhta Kaygusuz ismi dillere destan olmuş ve rakamsız müridi olmuştur.
Kaygusuz Abdal Kimdir?
Kaygusuz Abdal, Alevi- Bektaşi ananesinin temsilcisi ve kurucusu olarak öğrenilen ünlü millet şairidir. Doğum seneyi kesin olmamakla beraber 14.yy’ın ikinci yarısında 1341-1342 seneleri etrafında doğduğu varsayım edilmektedir. Kaygusuz Abdal’ın hakikat ismi Alâyî Gaybî veya Alâeddin Gaybî’dir.
Kaygusuz Abdal’ın Yaşamı
Kaygusuz Abdal’ın yaşamına dair pek bilgi olmamasına karşın, onun hakkında anonim menakıbnamesindeki eserlerinden yola çıkılarak bazı bilgilere erişilmiştir. Yaşamı hakkındaki bilgiler söylencelere göre açıklanmıştır. Kaygusuz Abdal, Alaiye Beyi Hüsameddin Mahmut’un oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Alaiye günümüzde Antalya’nın Alanya ilçesidir. O senelerde Kaygusuz Abdal bir beyin oğlu olduğu için iyi bir öğrenim görmüştür. Ayrıca at biniciliği, kılıç kullanma, avcılıkta da eşsiz bir kabiliyete sahiptir. Bir gün çıktığı bir av esnasında bir ceylanı avlamış ve oku ceylanın koltuğunun altına saplanmıştır. Ceylan kaçmış Kaygusuz Abdal ise onun arttan koşmuştur. Dağlar, bayırlar aşmış ve sonunda ceylan Elmalı’da bir dergâha girmiştir. Tabiki Kaygusuz Abdal’da arttan dergâha girmiştir. Burası Abdal Musa’nın dergâhıdır. Kaygusuz Abdal, dergâha girmiş ve gördüğü dervişlere ceylanı sormuştur. Fakat dervişler ona böyle bir ceylan görmediklerini söylemişlerdir. Sonunda şeyhin huzuruna çıkmıştır ve Abdal Musa ona ceylana attığı oku tanıyıp tanımayacağını sormuştur. Kaygusuz Abdal ise beyliğin nişanı olduğu için tanıyacağını söylemiştir. O anda bir mucize reelleşmiş ve Abdal Musa kolunu yukarıya kaldırmıştır. Kaygusuz Abdal ceylana attığı okun şeyhin koltuğuna saplı olduğunu görünce hayrete düşmüş ve Abdal Musa’nın müridi olmaya karar vermiştir. Babası bu gidişata karşı çıkmış ve Teke Beyi’nden dayanak alarak Abdal Musa’nın dergahını basmıştır. Fakat Abdal Musa ve dervişleri gösterdikleri kerametlerle Teke Beyi’ni yenmiştir. Böylece Kaygusuz Abdal’ın babası artık dergâhta kalmasına izin vermiştir. Kaygusuz Abdal kırk sene süresince Abdal Musa’ya hizmet etmiştir. Bu sadakat sonunda şeyhi hakikat ismi Gaybi olan müridine bağlılığından dolayı Kaygusuz ismini vermiştir.
Kaygusuz Abdal’ın Dergâhtan Dağılışı
Tasavvuf yolunda geçen kırk senenin ardından artık Alevilik ve Bektaşilik ananesini yaymaya karar vermiş ve Abdal Musa’nın izniyle dergâhtan ufalamıştır. Abdal Musa Kaygusuz Abdal’a yolculuğunda eşlik etmek üzere kırk tane abdal vermiştir. Kaygusuz Abdal ve dervişleri ilk olarak Mısır’a gitmişler ve Mısır hükümdarının huzuruna çıkmışlardır. Hükümdarın huzurunda muhtelif kerametler göstermişler ve sultan bunun üzerine Nil Nehri kenarında Kaygusuz ve abdalları için bir dergâh inşa ettirmiştir. Sonrasında pek çok yeri gezmiş ve hacca gitmiştir. Hacdan dönüşünde Hz.Ali ve Ehl-i Beyt imamlarının mezarlarını ziyaret etmiştir. Halep, Şam, Bağdat, Antep, Kilis, Kufe, Necef, Kerbela’da bulunmuştur. Sonrasında kırk abdalıyla beraber Abdal Musa’nın yanına gitmiştir. Menakıbnamede yer alan Kaygusuz Abdal’ın hayatına dair bilgilerde hayatının geri kalan kısmına ait rastgele bir bilgi bulunmamaktadır.
Kaygusuz Abdal’ın Eserleri
Kaygusuz Abdal gerek manzum gerekse mensur pek çok eser icra etmiştir.
Bakıldığında, manzum eserleri; Divan, Gülistan, Mesnevi-i Baba Kaygusuz 3. Cilt, Gevher-nâme,, Minber-nâme’dir.
Mensur eserleri ise; Ahmak-nâme, Kitab-ı Miglate ve Vücûd nâme’dir.
Nazım ve nesri harmanlayarak yazdığı eserleri ise; Saray-nâme ve Dilgüşâ’dır.
Kaygusuz Abdal’ın Ahlakı Üslubu
Kaygusuz Abdal şiirlerinde genellikle “Kaygusuz” mahlasını kullanmış olsa da bazı şiirlerinde “Serayi” ismini de kullanmıştır. Sade ve sarih bir üslüp özümseyen Kaygusuz Abdal, Alevi- Bektaşi şiir ananesinin sürdürülmesinde ehemmiyetli rol oynamış bir ozandır. Öte yandan, şiirlerinde Yunus Emre’den etkilendiği de görülmektedir.
Kaygusuz Abdal, şiirlerinde alaycı bir dil kullanmayı seçim etmiş ve mevzu olarak us, gönül, mürşit, nefis gibi tasavvuf mevzularını işlemiştir. Didaktik şiir stilini özümseyen Kaygusuz Abdal, mesnevilerinde lirik bir anlatım özümsemiş ve hece miktarı ve aruzu kullanmıştır.
Kaygusuz Abdal nesirlerinde masalsı bir üslup seçmiş ve kısa ve öz bir dil kullanmıştır. Öte yandan pek çok tekerlemeyi de yazılarında kullanmış ve anlatımını bu tekerlemelerle alaka çekici hale getirmiştir.
Kaygusuz Abdal’ın Vefatı
Söylentiye göre, Kaygusuz Abdal 1444 senesinde Mısır’da hayata gözlerini yummuş ve vasiyeti üzerine Mısır’daki dergahının yanındaki Mukattam ismindeki mağaraya gömülmüştür.
Günümüzde Kaygusuz Abdal, Alevi-Bektaşi ananesinin kurucusu olarak hürmetle anılmakta ve dergahlarda Kaygusuz Abdal’a ait olduğu söylenen bir fotoğraf duvara asılmaktadır.
Topkapı Sarayı Müzesi’nde Kaygusuz Abdal’ın bir minyatürü bulunmaktadır. Levnî tarafından yapılmış bu minyatürde Kaygusuz Abdal, başında bir taç ve elinde de bir nefir ile tasvir edilmektedir.
Yazar: Meltem Palu