Hazret-i Abbas başka bir deyişle Abbas bin Abdülmuttalib, Eshab-ı Kiram ’dan ve Peygamber efendimizin amcalarındandır. Aynı zamanda Abdülmuttalib’in en ufak oğludur. Peygamberimizin doğumundan takribî iki veya üç sene evvel Mekke’de dünyaya geldi. Hicri 32, miladi 652 senesinde Medine-i Münevvere ’de ölüm etti. Peygamberimiz, annesi ölüm ettikten sonra dedesi Abdülmuttalib’in yanında kaldığı esnada, hazret-i Abbas ile birlikte gelişti. Gençliğinde ticaret […]
Hazret-i Abbas başka bir deyişle Abbas bin Abdülmuttalib, Eshab-ı Kiram ’dan ve Peygamber efendimizin
amcalarındandır. Aynı zamanda Abdülmuttalib’in en ufak oğludur. Peygamberimizin doğumundan takribî iki veya üç sene evvel Mekke’de dünyaya geldi. Hicri 32, miladi 652 senesinde Medine-i Münevvere ’de ölüm etti.
Peygamberimiz, annesi ölüm ettikten sonra dedesi Abdülmuttalib’in yanında kaldığı esnada, hazret-i Abbas ile birlikte gelişti. Gençliğinde ticaret ile meşgul olan Abbas, Peygamberimiz İslamiyet ’i anlatmaya başladıktan sonra O ’na karşı çıkmayıp, akrabalığın da çabasıyla O ’na dayanak etti. Henüz Müslüman olmadığı halde Akabe Biati esnasında Peygamber efendimizin yanında durarak, orada tesirli konuşmalar yaptı. Müslüman olmadan evvel Abbas, Kabe ’yi ziyaret için gelen hacılara su dağıtma olarak öğrenilen “sikaye” ve onlara yemek yedirme olarak öğrenilen “rifade” ile Kabe’nin tamiri vazifelerini yapardı. Müslüman olunca da bu misyonlarına devam etti. Bedir Savaşına istemeyerek, Mekke ’den gelen kafirlerle beraber katıldı. O savaşta Müslümanlar kazanınca tutsak olarak Medine’ye götürüldü. Kendisi ile kardeşinin oğulları için para vererek kurtuldu. O yıl Müslüman olmakla onurlandı. Müslüman olduktan sonra Peygamber efendimiz onu Mekke’de görevlendirdi. Mekke’de bulunan Müslümanlar onun himayesinde rahat yaşadılar. Mekke fethi hazırlıklarının bittiği esnada Peygamberimize kavuştu. Ailesini Medine’ye yolladıktan sonra Mekke ’nin fethinde Peygamberimizin yanında kaldı. Peygamberimiz ona hitaben; “Ey Abbas! Ben sevk edilen peygamberlerin sonuncusuyum, sen de göçmenlerin hicret edenlerin sonuncususun.” emretti.
Mekke fethedildikten sonra yapılan Huneyn savaşında da yer alan hazret-i Abbas, Peygamberimiz ölüm edinceye kadar O ’nun yanından hiç parçalamadı. Peygamber efendimizin ölümünden sonra cenaze tekfin devireme işleriyle ilgilendi. Hazret-i Ali devirirken hazret-i Abbas ile oğulları su döktüler. Kefenledikten sonra da hazret-i Aişe’nin odasına defnettiler.
Ona Dinlenen Saygı
Hazret-i Ebu Bekir, hazret-i Ömer ve hazret-i Osman, halifelik zamanlarında hazret-i Abbas’a son derece alaka ve hürmet gösterdiler. Hazret-i Ömer fetihlerden elde edilmiş olan ganimetlerden hazret-i Abbas’a da pay ayırdı. Hazret-i Ömer, Mescid-i Nebevi’yi genişletmeyi düşüncüğünü söyleyince, hazret-i Abbas genişletme sahasında bulunan evini, yerini hediye etti. Hazret-i Ömer’in halifeliği esnasında Medine’de kuraklık baş gösterince, hazret-i Ömer; “Ya Rabbi! Peygamberimizin amcası hürmetine seni dileniyor ve bu zatın hürmeti için senden bağışlama, mağfiret ve ihsan diliyoruz.” diye, hazret-i Abbas ’ı vesile ederek dua etti. Halifenin emri ile kendisi de dua edip, duasının yararıyla henüz duası bitmeden yağmur yağmaya başladı. Yağmur neticesinde alana gelen su baskınlardan dolayı Medine caddelerinden geçilemez oldu.
Abbas radıyallahü anh ömrünün son günlerine Gerçek göremez oldu. Hazret-i Osman’ın şehit olmasından evvel Medine-i Münevvere ’de ölüm etti. Hazret-i Abbas ’ın cenaze namazını hazret-i Osman kıldırdı. Daha sonra Cennet-ül-Baki Mezarlığı ’na defnedildi.
Hoş Ahlâkı
Hazret-i Abbas, beyaz derili olup hoş suratlı ve yakışıklı, kocaman yapılı, uzunca boyluydu. Sesi güçlü ve gür idi. Peygamberimize yakınlığı ve üstünlüklerinin çokluğundan dolayı herkes tarafından çok beğenilir, sayılır ve hürmet görürdü. Zengin ve cömert olup, ihsan ve ikramları boldu. Köleleri satın alıp azat eder, hürriyetine kavuştururdu. Akrabayı ziyaret etmeye çok dikkat eder, fukaralara dayanak ederdi.
Abbasiler Onun Soyundandır
Kızlarından başka on oğlu da vardı. Bunlardan Abdullah bin Abbas ilimde gayet yüksekti. Abbasi halifelerinin hepsi hazret-i Abbas’ın soyundandır. Peygamberimiz onun üstünlüğü ile alakalı olarak şöyle emretmiştir:
“Abbas bendendir. Ben Abbas’danım.”
“Abbas amcam olup bana gözetmiştir. Ona işkence eden kimse, bana da işkence etmiş olur.”
“Abbas, Kureyş’te en cömert ve akrabalık bağlarına en çok saygılı olandır.”
“Abbasoğullarından melikler gelecek, ümmetimin başına geçeceklerdir. Bunlarla Allahü teâlâ dinini aziz ve dominant kılacak.”
Hazret-i Abbas ’ın meşhur bir lafı şöyledir:
“İyilik yaptığım kimsenin makûsluğunu görmedim. Makûsluk yaptığım kimsenin de iyiliğini görmedim. Bunun için herkese iyilik ve ihsanda bulunun. Çünkü bunlar sizi makûsluğun hasarlarından muhafaza eder.”
Hazret-i Abbas, Peygamberimizden otuz beş adet hadis-i şerif dedikodu etmiştir. Bunlardan kimileri şöyledir:
“Kendisine rab olarak Allah’ı, din olarak İslam’ı ve peygamber olarak da Muhammed’i aleyhisselam kabul eden kimse, imanın tadını tadar.”
“Allah fobisi nedeniyle mümin kimsenin kalbi ürperdiği zaman, ağacın yaprakları düşer gibi günahları da dökülür.