Sokrates’in Hayatı Sokrates, Atina’nın güneyinde yer alan ufak bir kasaba olan Alopeke’de MÖ 469 senesinde doğmuştur. Bir taş ustası olan Sophoniskos ve karısı Phainarete’nin çocuğudur. Hayatının çocukluk seneleri hakkında bilgilere erişilmeyen Sokrates, antik kaynaklar, sert huylu Ksantippe adlı bir kadınla evlendiğine değinmektedir. Üç oğlunun olduğu öğrenilmektedir. Feylesof Prodikos ve ünlü matematikçi Kyreneli Theodoras’tan eğitim […]
Sokrates’in Hayatı
Sokrates, Atina’nın güneyinde yer alan ufak bir kasaba olan Alopeke’de MÖ 469 senesinde doğmuştur. Bir taş ustası olan Sophoniskos ve karısı Phainarete’nin çocuğudur. Hayatının çocukluk seneleri hakkında bilgilere erişilmeyen Sokrates, antik kaynaklar, sert huylu Ksantippe adlı bir kadınla evlendiğine değinmektedir. Üç oğlunun olduğu öğrenilmektedir. Feylesof Prodikos ve ünlü matematikçi Kyreneli Theodoras’tan eğitim aldı. Bir zaman babasının işini sürdürdü. O yarıyıl Atina’sının misal gösterilen aydınları olan Sofistlerin derslerine katıldı. Eğitim, öğretim metodolojisini burada bildi. Yunanistan‘da savaşın çıkması ile birlikte Potidaia Savaşı’na katılım sağladı. Bu savaşta yaralanarak, senelerce araştırmalarda bulunacağı felsefe ile ilgilenmeye başladı. Demokritos’un geliştirmiş olduğu atom modellerine ilgi duyarak analiz etmeler de bulundu. Kendilerine Sophistes’ sınan ve anlamı bilen, akıllı olan retorik, siyaset ve dilbilgisi üzerinde araştırmalar yapan düşünürlerin yöntem ve metotlarına Güncel açıklamalar getirdi. Bu şahıslar belirli bir fiyat karşılığında gençlerin eğitimlerini üstlenerek onlara bu mevzuda takviyeci oluyorlardı. Sokrates kendisini bu düşünürlerden ayırmak için Güncel bir terim türeterek kendisine bilgi seven anlamında kullanılan philosophes’ olarak nitelendirdi. Bu kavram felsefe ve feylesof kavramlarının türetilerek yaygınlaşmasında ön ayak oldu. Bu sayede Sokrates feylesofların içinde kendine philosoph sınan ilk şahıs oldu.
Melitos adında yarıyılın ehemmiyetli ozanlarında birisi Sokrates in Atina’ya getirmek istediği ahlaki kavrayışa karşı çıktığı, retorikçi Lykhon ve derici Anytos’un bunu korunduğu için Sokrates vefat cezasına çarptırıldı. Otuz gün süresince bir hücrede tutuklu kalmıştır. Varlıklı ve sözü geçen talebelerinden biri olan Kriton’un onu buradan kaçırma teklifini yalanlayarak kendini ölüne teslim etti. Kaçmamasının sebebi olarak senelerdir sponsoru olduğu Atina kanunlarından kaçmasının kendisine ter düşeceğini ve çelişeceğini ileri sürmüştür. Terbiye prensiplerine karşı çıkacağını düşünmüştür. Platon’un söz ettiği bu cins hadiseler, onun hayatı ile düşünce yapısı arasında sağlam bağların olduğunu gösterir. Sokrates, Atina’nın siyasetçi gençlerine felsefe vermek için toplanan ve para karşılığı eğitmenlik yapan Sofistler’in arasında yer almış olsa da, tavrının esasında miktar , denge olan ve her yarıyılda olduğu gibi kalmış ve göründüğü gibi olmuştur.
Sokrates Felsefesi
Sokrates’in günümüze kalmış rastgele bir eseri bulunmamasına rağmen yöntem, tutum ve tavırları Atina’nın yazılı kaynaklarına direndirilmektedir. Talebesi Platon ve Ksenophon onun bir feylesof olarak yöntemleri ve öğretilerini dile getirmişlerdir. Aristophanes ise onun cemiyetsel ananeler ile bağdaşmayan inanç ve tutumlarını işlemiştir. Onunla tanışmadan evvel bir şair olan Platon, Sokrates ile tanıştıktan sonra onun yöntem ve metodlarını anlamlandırmak için girdiği münazaraları kayda almıştır. Bu mevzuyu işleyen Sokrates’in Korunması adlı eser esasta afaki bir yargılama ile karşı karşıya kalmış olan Sokrates’in yöntem ve metotlarını ele alarak ileri kuşaklara kılavuzluk etmiştir. Devamında yazmış olduğu iki kitapla da vefat karşısında bilge bir bireyin tutumu ve sarsılmazlığını ele almıştır. Daha Önceki Atina’da davalara rakamları davanın ehemmiyetine göre gruplardan seçilmiş olan yargıçlar bakardı. Sokrates’in davasına ise 500 etrafında kaliteli yargıç baktı. Kabahatli genellikle hitabet hünerleri ile yargıçları etkileyerek salıverilme eder. Bu surattan hukuktan iyi kavrayan şahıslara para karşılığı davalılara korunmalarını yazardı. Sokrates hitabet tekniği yerine en iyi bildiği diyalektik denetleme yöntemi kullandı. Kendini korunmayı ya da yargıçlardan bağışlama dilemeyi yalanlayarak fikirlerinin Gerçekluğunu korundu. Bu surattan vefat cezasının değiştirilmemesini istedi. İdamı Atina’da kutsal bir gün olduğu için ertelendi.
Sokrates ve değişik ehemmiyetli feylesof olan Kant arasında çok rakamda eşliklerden bahsedilebilir. Her ikisi de her türlü dogmatizmi yalanlayarak akla dayalı bilgiyi korunur. Her ikisi de doğa ötesi meseleler karşısında bütün bir bilgisizlik ikrarında bulunur ve ikisinin de ayırt edici olan özellikleri bu bilgisizliğin sarih bir şekilde farkını olmalarını direnmiştir. Buna karşılık pratiğin, insanın yapacağı ve sabredeceği bir şeyin kendiliğinden mükemmelen sarih ve de net olduğunu, rastgele teorisel bir esasa gereksinim dinlemediğini korunur. Öte yandan her ikisi de yakın takipçileri ve korunucuları bakımından aynı mukadderatı paylaşır.
Sokrates’in Sözleri
*Makûs insanlar yalnızca yemek ve içmek için yaşar. İyi insanlar ise yaşamak için yerler ve gücenir.
*Yalnız bir tane iyi vardır: Bilgi, bir de makûs: Cehalet.
*Denetlenmemiş olan bir hayat, hayat değildir.
*Ben öğrenmediğimi bildiğim için değişik insanlardan daha değişiğim.
*İnsanlar her zaman her yerde acıkmışlar fakat her zaman erdemli olmamışlardır.
*Kendini öğren.
*Ben bir şey öğreniyorum, o da bir şey öğrenmediğim hakikatidir.
*Fazilet ruhun hoşluğudur.
*Kimse dahi dahi makûs değildir, her makûsluk bilgi sanılan bilgisizliklerden kazanç.
*Yeşillikler toprağın çirkinliğini kapatması gibi, tatlı sözde insanın bir hayli hatasını örter.
*Kimseye bir şey öğretemem, yalnızca onların düşünmelerini sağlarım.
*Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan öncelikle kendisinden başlamalıdır.
*Bir yargıç, iyi amaçla dinlemeli, uslu biçimde karşılık vermeli, sıhhatli düşünmeli ve tarafsız bir şekilde karar vermelidir.
*Kadın erkekle bir defa denk hale getirilir ise artık ondan üstün olur.
*Tokgözlülük natürel zenginliktir; lüks ise yapaybir fukaralık.
*Yalnız işsiz olanlar değil, daha iyi işler yapabilecek olanlar şahıslar da aylaktır.
*Hayattan uzaklaştığımız miktarda reellere yanaşırız.
*Eğitimin pahalı olduğunu düşünenler, cehaletin değerini hesaplayın.
*İyimser bir insan kunduraları çalındığı zaman ayaklarım var henüz diyebilen insandır.