Ebu Hanife Biyografisi
İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusudur. İmâm-ı Azam olarak bilinir.
Ebu Hanife, 5 Eylül 699 tarihinde Emevi Devletinde Kufe ’de doğmuştur. Asıl adı Nu ’man ibn-i Sâbit ibn Zevta ’dır. Babasının adı Sabit, dedesinin adı Zûta’dır. Babası Sabit, Kûfe’de kumaş ticaretiyle uğraşan varlıklı bir kişi idi. Dedesi Zûta Horasan yöresinden gelip yerleştiği için arap olmadığı bilinmektedir. Ebû Hanîfe, Emevî ve Abbâsî devletleri zamanında yaşamıştır. Ömrünün elli iki yılı Emevî, son on sekiz yılı da Abbasi devleti zamanına denk gelir.
Irak ’ın ünlü âlimlerinden ders aldı. Küçük yaşta Kur ’an ’ı ezberleyerek hafız oldu. Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Edebiyat gibi birçok ilmi öğrendi. Hocası Hammad bin Ebu Süleyman ’ın vefatı üzerine onun yerine geçti ve ders vermeye başladı. Kısa sürede ünü tüm ilim çevrelerinde yayıldı.
Ebû Hanîfe, ilimle uğraşmaya başlamadan önce başarılı bir tüccardı. İmam-ı Şabi ’nin tavsiyesiyle onun ders halkalarına devam etmeye başlamış, kelam, iman, itikad ve münazara bilgilerini Şabi ’den öğrenmiştir.
Üstün zekâsı, ilmî şahsiyeti, örnek ve mücadele dolu hayatı ile tanınan büyük bir İslam âlimidir. Bu özelliklerinin yanı sıra fıkıh bilgisi ve birçok konuda pratik çözümler sunmasından dolayı ona “Büyük İmam“ anlamına gelen İmam Azam lakabı verilmiştir.
İmam Azam Ebu Hanife fıkhî meseleleri öğrencileriyle tartışarak birlikte hüküm verirdi. Ayrıca olması muhtemel olaylar üzerinde de düşünerek çözümler üretirlerdi. Bütün bu tartışmalar sonucunda ortaya çıkan görüşler, Ebu Hanife ’nin öğrencileri tarafından yazıya geçirilmiştir. Onun Kur ’an-ı Kerim ’den ve Peygamberimizin hadislerinden yola çıkarak geliştirdiği ekole Hanefi mezhebi adı verilmiştir. Hanefilik başta Türkiye ve Balkanlar olmak üzere İslam dünyasının pek çok yerinde yaygınlaşmıştır.
İmam Azam Ebu Hanife, bir konuda hüküm vermek ve amel etmek için Allah ’ın kitabındakini alır kabul ederim. Onda bulamazsam Hz. Peygamberin güvenilir âlimlerce bilinen ve meşhur olan sünnetiyle amel ederim. Onda da bulamazsam sahabeden dilediğim kimsenin reyini alırım. Fakat diğer âlimlere gelince bir ilim adamı olarak ben de onlar gibi içtihat ederim, derdi.
Otuz yıllık müddet içinde verdiği derslerinde yetişen talebelerinin herbiri o zaman çok genişlemiş olan İslam dünyasının her tarafına yayılarak müftilik, müderrislik, kadılık gibi çeşitli vazifelerle büyük hizmetler yapmak suretiyle Peygamber efendimizin bildirdiği yol olan Ehl-i sünnet itikadını ve fıkıh ilmini her tarafa yaydılar ve bu hususta kıymetli kitaplar yazdılar. İnsanlara Gerçek yolu gösterip saadete kavuşturdular. Bu hizmeti kendilerinden sonraki asırlara da aksettirdiler.
Emeviler ve Abbasiler döneminde yöneticilerin yaptıkları haksızlıklara açıkça karşı çıkmıştır. Onların yanlışlarını her zaman ve şartta söylemekten çekinmemiştir. Nitekim Abbasi Halifesi el-Mansur, kendi saltanatını meşrulaştırmak için İmam Azam ’a Bağdat baş kadılığını teklif etmiş ancak İmam Azam, tüm baskılara rağmen bu görevi kabul etmemiştir. Bunun üzerine hapse atılmıda şehit olmuştur. İmam Azam Ebu Hanife ’nin kabri Bağdat’tadır.
Ebu Hanife, 14 Haziran 767 tarihinde 68 yaşındayken Abbasi Devletinde Bağdat ’da ölmüştür.
Selçuklu sultanı Melikşah ’ın vezirlerinden Ebu Sa ’d-i Harezmi, Ebu Hanîfe’nin kabri üzerine mükemmel bir türbe ve çevresine bir medrese yaptırdı. Daha sonra Osmanlı padişahları bu türbeyi defalarca tamir ettirdi.
Ebu Hanife ’nin Hammad adında oğlu vardı.