Abdullah Cevdet Biyografisi
Abdülhamit II karşıtı görüşleri ile tanınan hekim, yazar, siyasetçi, şair ve tercüman. Jön Türkler‘in içinde yer alam Abdullah Cevdet, Osmanlı‘da batılaşma hareketlerinin liderlerinden birisidir.
Abdullah Cevdet Karlıdağ, 1869 senesinde, Elhac Ömer Efendi’nin oğlu olarak Arapkir‘de dünyaya geldi. Ortaokul ve lise yaşamını askeri mekteplerde bitirdikten sonra, Kuleli Askeri Okulu‘nda yüksek öğretim gördü ve Gülhane Hastanesi‘ne atandı.
istanbul, Ankara, Diyarbakır ve son olarak, sürgün olarak sevk edildiği Trablus‘da tıp çalışmalarına devam eden Abdullah Cevdet, bir yandan da sonradan İttihak Ve Terakki Toplumu olarak adlandırılacak olan yaradılışın esaslarında yer alıyordu.
Trablus hekimliğine sürdürüldükten kısa bir müddet sonra, Güncel mevkisini tatmin edici bulmadığı için 1897 senesinde evvel Fransa‘ya, ardından Cenevre‘ye gitti. Cenevre’de yaşadığı yarıyılda Jön Türkler ile olan Cevdet, burada Osmanlı isimli gazeteyi yayın yaşamına soktu.
Cenevre’de yazdığı yazılar yarıyılın pahişahı Abdülhamit II‘in tepkisine sürüklüyor ve onu korkutuyordu. Abdülhamit II, politik yazılar yazmaması ve İstanbul’a dönmemesi şartıyla kendisinin Viyana elçilik hekimliğine soyulacağını belirtince bu gidişatı kabul etti; karşılığında ise Trablus’taki bazı politik tutuklular padişah tarafından serbest bırakıldı.
Büyükelçilikteki hekimlik vazifesini bir müddet devam ettirdikten sonra, büyükelçi Mahmut Nedim’i tokatlaması neticesinde vazifesinden alındı. 1903 senesinde hakikatleşen bu hadise, aynı zamanda Avusturya‘dan hudut dışı edilmesine de yol açtı. Dört senelik bir aradan sonra geri döndüğü Cenevre‘de İçtihat isimli basımevini kuran Cevdet, bir yandan İçtihat mecmuasını çıkartıyor, bir yandan da kurduğu matbaada batılaşma yanlısı yapıtları basıyordu. 1905 senesinde, Osmanlı’nın baskıları neticesinde pes etmek zorunda kalan İsviçre hükümeti kendisini hudut dışı ettiğinde, yayın uzuvlarını ve de matbaasını Kahire‘ye taşıdı.
1910 senesinde, II. Meşrutiyet‘in bülteni ile beraber Osmanlı topraklarına geri dönen Abdullah Cevdet, İçtihat Mecmuası’nin yayınlanmasına istanbul’da devam etti. Tercümesini yaptığı Tarih-i İslamiyet isimli esere yazdığı önsöz yarıyılın politik ve dini etraflarının tepkisini çekince İslam Düşmanı olarak adlandırıldı. Kendi dergiki gördü. Bu tepkilerin bedeli ise ağır oldu; mecmuası birkaç kere kapatıldı, 1922 senesinde peygamleri minik düşürmekle yargılandı fakat masum bulunarak mapus cezası almaktan kurtuldu.
İngiliz yanlısı davranışı ve Kürt orijinli milliyetçi organizasyonlarda yer almasından dolayı 1. Dünya Savaşı sonrasında politik iktidarın gözünden düştü. Cumhuriyet yönetimi tarafından devlet kademelerinde vazife alması menedildi, o da yaşamının kalan kısmını mecmua ve kitaplarına yoğunlaşarak, bir yandan da tercüme yaparak sakin bir biçimde bitirdi.
1932 senesinde, İstanbul’da ölüm etti.
Türkiye’nin ilk kadın ve emekçi hakları korunucularından birisi olan Abdullah Cevdet, tıp, sosyoloji, felsefe ve siyaset alanlarında 70’den fazla kitabın yazarılığını ya da tercümanlığını yapmış, Osmanlı’nın son yarıyıllarındaki Güncelleşme ve batılaşma hareketlerinde tesiri bulunmuş olan, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi açısından ehemmiyet arzeden tesirli bir tarihi şahsiyettir.
Seçme Yapıtları
Şiir Kitapları; Hiç, Tulüat, Masumluk, Saklı Figanlar, Karlı Dağdan Ses.
Bilimsel Yapıtları; Fen ve Felsefe, Fizyolacya-i Tefekkür.
Tercümeleri; Yüzyılların Panoraması Weber, Rubaiyat Hayyam, Hamlet Sheakspeare, İlm-i Ruh-i İçtimai Gustave Le Bon